Tarsus'un tarihi dokusu, asırlardır sakladığı büyük bir sırrı barındırıyor: Tarsus Ulu Cami'nin içinde, yedinci Abbasi Halifesi El-Me'mun'un (Ebu'l-Abbas Abdullah bin Harun er-Raşid) kabri bulunuyor. Abbasi İmparatorluğu'nun en parlak dönemlerinden birine imza atan bu büyük devlet adamının, şehri Bağdat yerine büyük bir gizlilikle Tarsus'a defnedilmesi, tarihçilerin yüzyıllardır süren merakını cezbediyor.
Gizemli Defin ve İlim Rönesansı
Halife Harun el-Raşid'in İranlı cariyesinden doğan Me'mun, sadece siyasi gücüyle değil, bilgeliği ve entelektüel derinliğiyle de efsaneleşmiş bir liderdi. Saltanatı döneminde (813-833), Bağdat sadece bir siyasi merkez değil, aynı zamanda sanatın, kültürün ve düşüncenin başkenti haline geldi. Çok kültürlü yapısıyla dikkat çeken Halife, olağanüstü bir hoşgörü ortamını teşvik ederek fikirlerin gelişmesini sağladı.
Halife Me'mun'un bilime olan tutkusunun en büyük kanıtı, 830 yılında kurduğu "Dar al-Hikme" (Bilgelik Evi) adlı tercüme merkezidir. Bu merkezde, Yunanca ve Latince'den birçok eser Arapça'ya çevrilerek, İslam coğrafyasında bilimsel ve entelektüel bir rönesansın temelleri atıldı. Halifenin bu gelişmeye bizzat katılımı, Altın Çağ olarak anılan bu dönemin en büyük nedeni olarak gösterilir.
Halife Me'mun'un Ahlaki Dersi: Çöl Hikayesi
Me'mun'un bilgeliği ve inceliği, dilden dile aktarılan bir hikayeyle günümüze kadar ulaşmıştır. At merakıyla bilinen Halife, bir gün Bağdatlı zengin Ömer'in göz koyduğu, eşsiz bir Arap atı satın alır. Ömer'in parayla elde edemediği atı çalmak için kurduğu kurnaz plan, Halife'nin yüce gönüllülüğünü ortaya çıkarır.
Ömer, yol kenarında hasta ve dermansız bir dilenci kılığına girerek Me'mun'u durdurur. Yardımsever Halife, dilenciyi atına bindirip sarayına götürmek isterken, dilenci kılığındaki Ömer atı mahmuzlayıp kaçar.
Halife, hırsızın peşinden koşar ve yetişemeyeceğini anlayınca son bir ricada bulunur: "Atımı nasıl çaldığını kimseye anlatma, bu sır ikimizin arasında kalsın!"
Şaşıran Ömer'e verdiği cevap, Me'mun'un büyüklüğünü kanıtlar niteliktedir:
"Eğer sen bu olayı anlatırsan, pek çok fırsatçı senin yaptığın kurnazlığı yapmaya kalkacak. Bunun zararı asıl yol kenarlarında bekleyen hasta ve fakir insanlara olacak. Artık hiç kimse onlara yardım etmek için durmayacak. Asıl korkum bu!"
Bu olay, Halife Me'mun'un kişisel zararını değil, toplumsal güveni ve ahlaki değerleri koruma kaygısını ön planda tutan üstün karakterini gözler önüne sermektedir.
Güncelleme Tarihi: 07 Aralık 2025, 23:29